Beykozlu
New member
Elon Musk’ın Twitter’ın kirli çamaşırlarını dökme serüveni bugün de kaldığı yerden devam ediyor. Dün bağımsız gazeteci Matt Taibi tarafınca haberleştirilen ‘Twitter Belgeleri’ serisinin üçüncü kısmı yayınlanmıştı.
Taibi, dünkü olayların tek seferde anlatılamayacağından ötürü ikinci kısmının sonraki gün, yani bugün geleceğini belirtmişti. Hakikaten o denli de oldu. Gelin ‘Twitter Belgeleri’ 3. Kısmının 2. kısmına daima birlikte göz atalım.
Ama evvel neler olmuştu bir hatırlayalım:
Bugün ise bir öteki bağımsız gazeteci olan Michael Shellenberger, dün Taibi’nin bıraktığı yerden devam ediyor. Paylaşılan evraklarda yer alanlara bakılırsa 6 Ocak olaylarından daha sonra Twitter’ın eski CEO’su Jack Dorsey üzerinde büyük bir baskı oluşmaya başlamış.
Birfazlaca ünlü gazeteci, platform ve hatta eski First Lady Michelle Obama bile Trump’ı Twitter’dan yasaklama konusunda Dorsey’e davette bulunmuş. Hatta Dorsey’e ‘eliniz kana bulaştı’ bile denmişti. Bu davetlerin yapıldığı sıra Dorsey tatilde olduğundan dolayı bu hususları takımıyla çevrimiçi bir biçimde görüşebilmiş.
O sırada şirkete gönderdiği e-postalarda Jack Dorsey, takım arkadaşlarının ve çalışanlarının Twitter’ın kurallarına sadık bir biçimde hareket etmesini istediği görülüyor. Lakin Twitter’ın eski üst seviye yöneticilerinden biri olan Yoel Roth, kendisiyle birebir fikirde değilmiş.
Roth, kendi takımıyla Trump’ı nasıl yasaklayabileceklerine dair konuşmalarda bulunmuş. Hatta Dorsey’i Twitter’daki söz kısıtlamalarını seçim devrinde arttırmak için sıradan bir zorlamış.
Trump’ın hesabını askıya aldırdıktan daha sonra Roth ve takımı, Trump’ın askıya alınan hesabından atılan Tweet’lerin ekran manzaralarını paylaşan hesapları cezalandırıp cezalandırmamak hakkında kendi ortalarında konuşmuşlar. O noktada şayet ekran manzarasını paylaşan kişi Trump’ı eleştiriyorsa ceza almıyor, övüyorsa cezalandırılıyormuş.
Bunun akabinde Yoel Roth, Trump’ın hesabının askıya alınmasını değil, direkt platformdan yasaklanmasını isteyerek bu bahiste harekete geçmiş. En sıradan haliyle anlatacak olursak bunu da Twitter topluluk kurallarını değiştirerek uygulamışlar.
Bu haftaki Twitter Evrakları serüvenimizin sonuna geldik, olabildiğince özet bir biçimde anlatmaya çalıştık. Önümüzdeki hafta devam edip etmeyeceğine dair Musk’tan çabucak hemen bir bilgi gelmedi. Siz ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın.
Taibi, dünkü olayların tek seferde anlatılamayacağından ötürü ikinci kısmının sonraki gün, yani bugün geleceğini belirtmişti. Hakikaten o denli de oldu. Gelin ‘Twitter Belgeleri’ 3. Kısmının 2. kısmına daima birlikte göz atalım.
Ama evvel neler olmuştu bir hatırlayalım:
- Dilerseniz bugünkü paylaşılan dokümanlara bakmadan evvel 3 Aralık tarihinden bugüne kadar Musk ve bağımsız gazeteciler neler paylaştı bir hatırlayalım. birinci vakit içinderda Taibi, paylaştığı dokümanlarda eski Twitter yöneticilerinin Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın bilgisayarında çıkan yolsuzluk belgelerine kendi platformlarında yayın yasağı getirilmesini aktarmıştı.
- İkinci kısımda ise bir öbür bağımsız gazeteci olan Bari Weiss, Musk’ın sağladığı dokümanlar doğrultusunda eski Twitter yöneticilerinin kimi politik kullanıcıların güçlenmemesi ismine bilinmeyen ‘kara listeler’ oluşturduğunu ele almıştı.
- Dün yayınlanan dokümanlarda ise Matt Taibi, eski üst seviye Twitter yöneticilerinin ABD seçimleri periyodunda Donald Trump’ın Twitter gönderilerini nasıl sildiklerini ve federal kurumlarla yozlaşmış bir bağa sahip olduklarını anlatmıştı.
Bugün ise bir öteki bağımsız gazeteci olan Michael Shellenberger, dün Taibi’nin bıraktığı yerden devam ediyor. Paylaşılan evraklarda yer alanlara bakılırsa 6 Ocak olaylarından daha sonra Twitter’ın eski CEO’su Jack Dorsey üzerinde büyük bir baskı oluşmaya başlamış.
Birfazlaca ünlü gazeteci, platform ve hatta eski First Lady Michelle Obama bile Trump’ı Twitter’dan yasaklama konusunda Dorsey’e davette bulunmuş. Hatta Dorsey’e ‘eliniz kana bulaştı’ bile denmişti. Bu davetlerin yapıldığı sıra Dorsey tatilde olduğundan dolayı bu hususları takımıyla çevrimiçi bir biçimde görüşebilmiş.
O sırada şirkete gönderdiği e-postalarda Jack Dorsey, takım arkadaşlarının ve çalışanlarının Twitter’ın kurallarına sadık bir biçimde hareket etmesini istediği görülüyor. Lakin Twitter’ın eski üst seviye yöneticilerinden biri olan Yoel Roth, kendisiyle birebir fikirde değilmiş.
Roth, kendi takımıyla Trump’ı nasıl yasaklayabileceklerine dair konuşmalarda bulunmuş. Hatta Dorsey’i Twitter’daki söz kısıtlamalarını seçim devrinde arttırmak için sıradan bir zorlamış.
Trump’ın hesabını askıya aldırdıktan daha sonra Roth ve takımı, Trump’ın askıya alınan hesabından atılan Tweet’lerin ekran manzaralarını paylaşan hesapları cezalandırıp cezalandırmamak hakkında kendi ortalarında konuşmuşlar. O noktada şayet ekran manzarasını paylaşan kişi Trump’ı eleştiriyorsa ceza almıyor, övüyorsa cezalandırılıyormuş.
Bunun akabinde Yoel Roth, Trump’ın hesabının askıya alınmasını değil, direkt platformdan yasaklanmasını isteyerek bu bahiste harekete geçmiş. En sıradan haliyle anlatacak olursak bunu da Twitter topluluk kurallarını değiştirerek uygulamışlar.
Bu haftaki Twitter Evrakları serüvenimizin sonuna geldik, olabildiğince özet bir biçimde anlatmaya çalıştık. Önümüzdeki hafta devam edip etmeyeceğine dair Musk’tan çabucak hemen bir bilgi gelmedi. Siz ne düşünüyorsunuz? Fikirlerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın.