İstanbul Havalimanı lounge'a kimler girebilir ?

Sude

New member
İstanbul Havalimanı Lounge: Kimler Girebilir, Kimler Giremiyor?

Forumdaşlar, size bugün kendi gözümle yaşadığım bir sahneyi anlatmak istiyorum. Belki içinizden “bir lounge meselesi ne kadar hikâye olur ki?” diyeceksiniz. Ama inanın, İstanbul Havalimanı’nın o geniş koridorlarında, insanların yüzlerine yansıyan duygularda küçük bir ülkenin büyük hikâyesini görebiliyorsunuz.

---

Yolculuğun Başlangıcı

Gece yarısına yakın, valizimi yanımda sürüklerken o devasa tabelalar bana bir şeyler fısıldıyordu: “Burada herkes eşit değil.” Bir yanımda koşuşturan yolcular, diğer yanımda pahalı takım elbiseleriyle rahatça adımlayanlar... Ve ben, merakla gözlerimi kocaman açmış, “lounge” yazılı tabelaları takip ediyordum.

O an aklıma çocukluğum geldi. Annem hep derdi: “Oğlum, yolculuk sadece bavul taşımak değil, insanın içini de götürür yanına.” Belki de lounge meselesine bu kadar takılmamın sebebi buydu; bavulun içindekilerden çok, kalbin taşıdıkları belirliyordu kimin nerede oturacağını.

---

Karakterler: İki Yol Arkadaşı

Yanımda iki yol arkadaşı vardı: Biri Murat, diğeri Elif. İkisi de lounge kapısına bakışlarıyla farklı şeyler söylüyordu.

* **Murat (erkek bakışı):** Her zaman çözüm odaklı, stratejik biriydi. “Bak kardeşim,” dedi, “lounge’a girmek için ya business biletin olacak ya da o kartlardan... Miles&Smiles Elite, Priority Pass falan. Kural belli, matematik net. Giremiyorsan boşuna hayal etme.”

* **Elif (kadın bakışı):** O ise empatiyle yaklaşan biriydi. Kapının önünde bekleyen, içeri giremeyen insanları görünce gözleri doldu. “Baksana,” dedi, “kimisi çocukla, kimisi yaşlı annesiyle. Şu kapı, bazen yalnızca bir cam değil, insanların eşit olma hayaline kapanan bir perde gibi...”

Murat rakamlardan bahsederken, Elif insanların yüzündeki ifadelerden bahsediyordu. İkisi de haklıydı aslında ama iki farklı dünyadan konuşuyorlardı.

---

Lounge Kapısında Yaşananlar

Kapının önünde sıraya dizilmiş insanlar vardı. Bir memur, tek tek kartları kontrol ediyordu. İçeri girenlerin yüzü aydınlanıyor, giremeyenlerin yüzü gölgeleniyordu.

Bir adam geldi, elinde Business Class biletiyle. Memur gülümseyerek buyur etti. Ardından genç bir çift yaklaştı; ellerinde ekonomi biletleri vardı. Kartları olmadığı için geri çevrildiler. Çiftin gözlerindeki hayal kırıklığı, bana uçaktan daha ağır geldi.

Elif o an dayanamayıp fısıldadı: “Bir yolculuk, bu kadar ayrıştırmamalı insanları...” Murat ise sakin, hesap yapar gibi ekledi: “Ama sistem böyle Elif, kurallar olmazsa düzen olmaz.”

---

Lounge’a Girebilmenin Şartları

Hikâyenin içinde merak eden forumdaşlar için netleştireyim: İstanbul Havalimanı’ndaki lounge’lara şu şekilde girebiliyorsunuz:

* **Business Class yolcuları** biletleriyle direkt giriyor.

* **Miles&Smiles Elite ve Elite Plus kart sahipleri** ücretsiz giriş hakkına sahip.

* **Priority Pass, LoungeKey veya benzeri üyelik kartı olanlar** da belirli kontenjanlarla içeri girebiliyor.

* Bazı bankaların **özel kredi kartları** da lounge erişimi sağlıyor (örneğin Garanti BBVA Miles&Smiles, Yapı Kredi Adios, HSBC Premier kartları gibi).

* Ekonomi biletli ama ücret ödeyen yolcular da belirli lounge’lara giriş yapabiliyor.

Ama işte mesele, kimin hangi kartı olduğu değil; kimin hangi hikâyeyi taşıdığıydı.

---

Duyguların Çatışması

Murat için lounge, bir hedef gibiydi. “Doğru plan yap, yeterince mil biriktir, sistem seni ödüllendirir” diyordu. Ona göre mesele basitti: Strateji = Kazanım.

Elif için lounge, toplumsal bir aynaydı. “Bir kapı, kimin ayrıcalıklı, kimin sıradan olduğunu gösteriyor” diye hissediyordu. O sırada yanımızdan geçen yaşlı bir teyzenin, yorgun adımlarıyla geri çevrildiğini gördüğünde sessizce iç çekti. “İnsanlık bu kadar basit olmamalı.”

Ben ise ikisinin arasında sıkışmıştım. Murat’ın matematiğine hak veriyordum ama Elif’in hislerine karşı da kayıtsız kalamıyordum. Lounge kapısında gördüğüm her yüz, aslında bu tartışmanın birer cevabı gibiydi.

---

Forumdaşlara Sorular

* Siz olsaydınız, lounge kapısında geri çevrilen o genç çiftin hislerini mi paylaşırsınız, yoksa “kural böyle” deyip geçer miydiniz?

* Lounge ayrıcalıkları gerçekten bir ödül mü, yoksa toplumsal eşitsizliğin havalimanına yansıyan hali mi?

* Erkeklerin stratejik ve kuralcı yaklaşımı mı daha mantıklı geliyor size, yoksa kadınların empati dolu, eşitlik arayışı mı?

* Lounge deneyimini yaşayan var mı aramızda? İçerisi gerçekten anlatıldığı kadar farklı mı, yoksa mesele dışarıda kalmak mı?

---

Son Bir Sahne

O gece biz lounge’a girmedik. Ekonomi sınıfının bekleme alanında oturduk. Murat hesap kitap yapmaya devam etti, Elif yanımıza oturan yabancı bir çocukla oyun oynadı. Ve ben düşündüm: Lounge sadece rahat koltuk, sınırsız kahve ve sessizlik değildi. Lounge, insanların gözünde “ayrıcalığın kapısı”ydı.

Belki de mesele lounge’a kimin girebildiği değil, kimin giremese de yolculuğunu güzelleştirebildiğiyle ilgiliydi. Çünkü Elif’in o çocuğu güldürmesi, bana içerideki ikramlardan çok daha değerli gelmişti.

Şimdi soruyorum size forumdaşlar: Lounge kapısında durduğunuzda, hangi tarafta olmak isterdiniz? İçerideki rahatlığın mı, dışarıdaki insanlığın mı?
 
Üst